Veli KÜÇÜK'ü Türkeli Dergisinin Ankara ilinde yapmış olduğu toplantılardan tanıdığını, Muzaffer TEKİN'i Taner ÜNAL ile yakın görüşmelerinden dolayı tanıdığını, Ahmet CİN ALI' yi de Taner ÜNAL ile yakın dostlukları nedeniyle tanıdığını ve Taner ÜNAL ile birlikte sık sık kendisi ile görüştüğünü beyan etmiş ve Ahmet CİNALİ, bu şahsın koruması Cem isimli bir şahıs ile birlikte istanbul İlinden Ankara iline dönerken yolda polis ekiplerinin aracı durdurduğunu, aracın bagajında muhtelif çapta silahlar ile el bombalarının bulunduğunu ancak Ahmet CİN ALİ' nin kendisinde bulunan bir kimliği polis ekiplerine göstererek geçtiğini daha sonra bu kimliği gördüğünde üzerinde Ahmet CİNALİ'nin fotoğrafı bulunan, Jandarma amblemli kimlik olduğunu gördüğünü, bu durumu Ahmet CİNALİ' nin kendisinin bir zamanlar Hasan KUNDAKÇI Paşa' nin terörle mücadele ekibinde yer aldığı için bu kimliğin kendisinde bulunduğu şeklinde açıkladığını ve kendisinin Şahin Bey kod adını kullandığını söylediğini, Veli KÜÇÜK ile de bu dönemlerde irtibatının kurulduğunu anlattığını belirtmiştir. Devam eden çalışmalarda Dernek yönetiminin Mersin Dernek Başkam Mesut SEZER' in de yoğun gayretleriyle Mersin ilini pilot bölge olarak belirlediği ve çalışmalarının hemen hemen tamamını Mersin iline endekslediği tespit edilmiştir. 30.08.2005 tarihinde Kadıköy "vatan topraklarının satıldığı, ülkenin parçalanmak üzere olduğu ve 30 Ağustos Zafer Bayramı olması vesilesiyle Ankara iline Anıtkabire gidip Ata'ya şikayet edecekleri" konusuyla ilgili olarak protesto eylemine 40 kişilik grubun katıldığı, Ankara'ya gitmek üzere olan grubun Kadıköy Rıhtım caddesinden Halit Ağa Caddesini takiben E-5 Acıbadem köprüsüne kadar yürüdüğü, yolun bir şeridinin trafiğe kapatıldığı, gruba hitaben Kuvayi Milliye Derneği Genel Başkanı olan şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ tarafından konuşma yapıldığı, belirtilmiştir.
Vatan diyen bayrak diyen Allah diyen herkesi Sultaşa Otelindeki toplantımıza bekliyoruz. ALİ: Ne yapıyon mersin işini, AHMET: Mersin işi bitecek abi bitecek ALİ: Bi bakta eeee bizim ayın 30 unda burda mitingimiz var AHMET: Abi bu Ak partiyi bitirmek için Allah aşkına elinizden geleni yapın yav. Derneğin genel Başkanı Taner ÜNAL' in Dernek Sekreteri Mesut SEZER' in Mersin' in Yörük köylerinde yaptığı kışkırtmayı savunduğu ve "Bayrak Yürüyüşü" öncesi ve sonrası tehdit aldıklarını ilettiği belirtilmiştir. Fuat TURGUT' u Taner ÜNAL' in inşaat işlerini takip eden ve yakın görüştüğü kişi olarak tanıdığını, Halit BOZKURT' u Taner ÜNAL sayesinde tanıdığını ve kendisini MİT görevlisi olarak tanıdığını, Taner ÜNAL' in da bu durumu desteklediğini, Nihat GÜRKAN'ı Türkeli Dergisi 'ndeki aktif faaliyetlerinden dolayı tanıdığını ve bu şahsı Ahmet CİNALİ ile birlikte Türkeli Dergisi 'nin İstanbul dağıtımında etkili biri olarak bildiğini, Taner ÜNAL' ı askerler ve üst düzey yargı mensupları ile Nihat GÜRKAN' in tanıştırdığını bildiğini, Nusret DEMİRAL ile Taner ÜNAL' ı Ahmet CİNALİ ve Nihat GÜRKAN' in tanıştırdığını beyan etmiştir. Biz buradayız sen nerdesin" ile başlayan Av.Kemal KERİNÇSİZ, Av.Ahmet ÜLGER, Av.Levent TEMİZ, Av.Hanefı ALTAŞ, Av. Murat İNAN, Av.Yılıdırm ÇAVUŞOĞLU, , Av. Eyüp GÜLTEK, Av.NeCDet ÖZTÜRK, Av. BuraK GÜNEŞ, Av. Mehmet DEMİRLER, Av. Cevat ÇALIK, Av. Necip YENİŞAN, Av. Ömer PULATOĞLU, Av. Muhsin KÜÇÜK, Muzaffer YÜKSEKDAĞ (hamal) isimlerinin yazılı olduğu bildirinin okunduğu, bu Eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Fuat TURGUT ve Oktay YILDIRIM isimli şahısların birlikte katıldıkları, belirtilmiştir. ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMU Semih Tufan GÜLALTAY Başkanlığında kurulmuştur. Oluşuma destek verenler arasında Levent TEMİZ' in Başkanlığında Ulusal Hukukçular Birliği Derneği, Bakırköy STK Platformu Sekreteri Ülker DURUKAN, Semih BOZER Genel Başkanlığında Azerbaycanlılar Dayanışma Dernekleri vb. bulunmaktadır. Derneğin amacı; Türkiye üzerinde oynanan emperyalist oyunları bozmak ve ulusal birliği korumak, Atatürkçü örgütlenme ve eylem birliğini sağlamak doğrultusundaki düşüncelerin geniş halk kitlelerine ulaştınlması olarak belirlenmiştir, diğer kuruluşların faaliyetlerine destek verdikleri, bu tür faaliyetler içerisinde yer aldıkları tespit edilmiştir. 28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları Derneği, Türk Ortodoks Kilisesi, Noel Baba Vakfı tarafından "Patrikhane Yunanistan'a" konulu protesto eylemi yapıldığı, Fener Rum patrikhanesi önündeki topluluğa önce Kemal KERİNÇSİZ tarafından kısa bir konuşma yaptıktan sonra, Noel Baba Vakfı Başkanı Muammer KARABULUT'un basın açıklamasını okuduğu, Patrikhane kapısına "Patrikhane Yunanistan'a, Hukukçular Birliği ve Milli Güç Platformu" yazılı siyah çelenk bırakıldığı, bu eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN isimli şahısların birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. ULUSAL SANAYİCİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ İçişleri Bakanlığı (Dernekler Dairesi Başkanlığı) Dernekler Denetçi leri tarafından "Ulusal Sanayici ve İş Adamları Derneği"nin denetiminde; Dernek tüzüğünde "Derneğin Amacı" başlıklı 2 inci maddesinde; "Ulusal geleceğimizin ve varlığımızın, ülkemizin bağımsızlığının güvencesi olduğunun bilincinde olarak, tamamen ulusal çıkarlan gözeten bir ekonomik faaliyetin ülke düzeyinde gelişmesini ve hakim kılınmasını amaç edinmek.
7 slot
Şike ve teşvikle etkilenmek istenen maçtan haftalar önce örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın; İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu’na hedef müsabakanın istenildiği şekilde sonuçlanması için faaliyetlere başlamaları talimatını verdiği, örgüt liderinden talimatları alan İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu’nun; önce kulüpte yönetici ve sorumlu düzeyde görevleri olan Serkan Acar, Alaeddin Yıldırım ve Cemil Turhan’la görüşüp konuşarak yapılacak faaliyetleri belirledikleri, ardından hedef müsabakanın oynanacağı takıma göre değişmekle birlikte, genel olarak; örgüt üyeleri Ali Kıratlı, Yusuf Turanlı, Ahmet Çelebi, Abdullah Başak, Yavuz Ağırgöl, Mehmet Yenice, Doğan Ercan, Mehmet Şen, Hasan Çetinkaya ve Sami Dinç’le irtibata geçerek bu şahıslara şike çalışmalarına başlamalarını söyledikleri, bu şahısların da futbol dünyasındaki geçmişlerinden gelen tecrübe, deneyim ve elde edilen çevreye dayanarak hedef müsabakanın yapılacağı takıma göre bir takım menajer, futbolcu, kulüp yetkilisi veya teknik sorumlularla irtibata geçtikleri ve şike ve teşvik konusunda görüşmeler yaptıkları, şike faaliyetlerinin yürütülmesinde para dağıtımının Aziz Yıldırım’ın talimatıyla Fenerbahçe Kulübü Mali İşler Müdürü Tamer Yelkovan aracılığıyla sağlandığı, İlhan Ekşioğlu’na ve Şekip Mosturoğlu’na şike parasının Tamer Yelkovan tarafından aktarıldığı, ancak para ödemesi konusunda şahısların Aziz Yıldırım’ın talimatı olmadan kesinlikle hareket etmedikleri, örgüt üyesi Tamer Yelkovan’ın; İlhan Ekşioğlu aracılığı ile şike faaliyetleri için ne kadar para dağıtıldığının hesabını düzenli olarak tuttuğu, (12.04.2011 günü Tamer Yelkovan’ın İlhan Ekşioğlu’na gönderdiği mesajda; “100 ayarlayabildim inşaatlar icin” yazdığı (tape:1891), inşaat kelimesinin örgüt üyeleri arasında şike yapılan maç anlamında şifre olarak kullanıldığı.) belirlenmiş, şüphelilerin çalışma şeklini, birbirleriyle irtibatlarını, aralarındaki mükemmel koordinasyonu, hiyerarşiyi, Aziz Yıldırım’la; şike zincirinin son halkası konumundaki aracı-menajerler arasındaki işleyişi göstermesi açısından; 01.05.2011 günü saat:19.00’da oynanan Fenerbahçe-Büyükşehir Belediye Spor futbol müsabakası öncesi yaşanan görüşme ve buluşmalardan aşağıda kısaca bahsedilmiştir; 29.04.2011 günü; Aziz Yıldırım’ın kulübün mali konularına bakan ve para trafiğini takip eden Tamer Yelkovan’a ödeme talimatını verdiği (tape:1599), Tamer Yelkovan’ın Şekip Mosturoğlu ile irtibata geçerek “Sami bana gelebilir…Ayşe tatile çıksın” diyerek şike faaliyetleri slotpark ile ilgili operasyonun başladığını ve şike faaliyetlerine karışan örgüt üyelerine para dağıtılacağını söylediği (tape:1846), ardından Tamer Yelkovan’ın İlhan Ekşioğlu’nu yanına çağırarak şike amaçlı kullanılacak para ödemesini yaptığı (tape:1907), İlhan Ekşioğlu’nun telefonla aradığı Ali Kıratlı’ya “Spor çantasıyla gel” diyerek paranın temin edildiğini ve kendisine teslim edeceğini söylediği (tape:2852,2853,2524), Bülent İbrahim İşcen’in “Ameliyat oldu mu” diye sorması üzerine Abdullah Başak’ın “Yok bugün” diyerek teslimatın tarihi hakkında şahsı bilgilendirdiği (tape:1918), telefon görüşmelerinden şike faaliyetinde bulunan şahıslara para dağıtılacağının, bu para trafiğini, şüphelilerden İlhan Ekşioğlu, Sami Dinç, Ahmet Çelebi, Bülent İşcen, Tamer Yelkovan, Abdullah Başak ve Ali Kıratlı’nın koordine ettiklerinin anlaşıldığı (tape:1919,1911,3175), yapılan fiziki takiplerde aynı gün (29.04.2011) saat:16.45’de; “ameliyat oldu mu” diye soran Bülent İşcen’in; Aziz Yıldırım, Ahmet Çelebi ve Tamer Yelkovan ile Fenerbahçe stadının altında bulunan Fenerium alışveriş merkezinde buluştuğunun, Ahmet Çelebi’nin buluşmadan sonra saat:18.00’de Yusuf Turanlı ile Kadıköy Kalamış iskelesinde buluştuğunun görüldüğü, yetkisiz menajerlik yapan Yusuf Turanlı’nın da daha sonra İ.B.B.Sporlu futbolcu İbrahim Akın’la buluşarak kendisiyle şike anlaşmasına vardığı ve kendisine ulaştırılan şike parasını futbolcuya teslim ettiği belirlenmiş, para dağıtımı olayı; öncesi ve sonrası ile birlikte değerlendirildiğinde; örgütün gizlilik içerisinde faaliyetlerini yürüttüğü, bu faaliyetler sırasında yapılan görüşmelerde kendi aralarında belirledikleri şifreli kelimeleri kullanarak anlaştıkları, şike faaliyetlerinde dağıtılan paranın genellikle tek elden örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın talimatı ile Tamer Yelkovan aracılığı ile dağıtıldığı açıkça anlaşılmıştır.Dernek tüzüğünde "Derneğin Amacı" başlıklı 2 inci maddesinde "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milletinin dünyada hak ettiği noktaya taşınması konusunda sosyal alanda faaliyet sürdürmek amacıyla kurulmuştur" şeklinde belirtildiği. Ayrıca dünyada ve Avrupa Birliğinde yayıncılık hakkında bilgiler verildiği ve yayın politikalarından bahsedildiği, bu çerçevede İngiltere, Kanada, Japonya gibi ülkelerdeki yayınlar hakkında açıklamalar yapıldığı görülmüştür. KİM" gibi isimlerle yayınlanmaya başladığının belirtildiği ve ülkemizde yayınlanan haftalık dergilerden bahsedildiği, Yayınlanacak olan dergininin ilk bir yılının kendisini kamuoyuna kabul ettirmekle geçeceği, bu sürecin çok önemli olduğu, hiçbir konuda aksaklığa izin verilmemesi gerektiği, zamanında mutlaka bayilere ulaşması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca derginin yayma geçebilmesi için gerekli unsurlann ve derginin tüm departmanlarının ve departman personelinin unvanlarının ayrı ayrı belirtildiği, Ayrıca teknik donanımların zemini, kağıt ve baskı kalitesinin öneminden bahsedildiği, sonuç olarak hazırlanan bu analiz ve proje çalışmasında bir derginin yaymlanabilmesi için en temel ve en önemli unsurlann ele alındığı, yayınlanması düşünülen derginin burada ifade edilen hususlar dikkate alınarak yayınlandığı takdirde başansızlık riskinin tamamen ortadan kalkacağı belirtilmiştir. Son olarak da "Yayıncılık beyaz kağıdın boyanarak satılması, bir başka anlatımla en büyük oyunlardan yalnızca birisidir." "Saygılanmızla" yazdığı görülmüştür. SECURITY A.Ş. ULUSLAR ARASI GÜVENLİK ŞİRKETİ PROJESİ İSİMLİ DOKÜMAN Bu doküman şüpheli Ümit OĞUZTAN'dan ele geçirilmiştir. Dokümanın kapak kısmında "SECURITY A.Ş." "ULUSLAR ARASI GÜVENLİK ŞİRKETİ PROJESİ" "İSTANBUL/26 HAZİRAN 2000" yazmaktadır. 3 sayfadan oluşmaktadır. DOKÜMANIN "ERGENEKON" DOKÜMANI İLE İRTİBATI: "ERGENEKON'un sivil unsurlann örgütlenmesi olarak belirtilen "LOBİ" dokümanının 2. Bölüm "HEDEF" başlığı içersinde; insan kaynaklanna dayalı ticari bir danışmanlık ve hizmet şirketi kurularak güçlü ticari kuruluşlarda kadrolaşma sağlanabilmesi, yine aynı amaçla bir güvenlik şirketi kurularak, iş adamlannm güvenliğinin sağlanması ve böylece her alanda kadrolaşmanın gerçekleştirilebilmesi belirtilmiştir.
3 sayfadan oluşmaktadır. DOKÜMANIN "ERGENEKON" DOKÜMANI İLE İRTİBATI: ERGENEKON'un sivil unsurların örgütlenmesi olarak belirtilen "LOBİ" dokümanının 2. Bölüm "HEDEF" başlığı içersinde; insan kaynaklarına dayalı ticari bir danışmanlık ve hizmet şirketi kurularak güçlü ticari kuruluşlarda kadrolaşma sağlanabilmesi belirtilmiştir. DOKÜMANIN KAPAK KISMI :Dokümanm kapak kısmında "TELEVİZYON ANALİZ YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ" "TÜRKİYEDE TELEVİZYON YAŞLILAR İÇİN ÇOK YENİ GENÇLER İÇİN ÇOK ESKİDİR" "İSTANBUL/TEMMUZ 2000" yazmaktadır. LOBİ" dokümanının 4) "HEDEF" başlığı altında; "MAFYA" gruplarının tümüyle yeniden gözden geçirilmesi, deneyimli mevcut grupların karşısına yeni ve güçlü bir grup oluşturularak denetim ve kontrol altına alınmasının sağlanması sweet bonanza yasal mı gerektiği belirtilmiştir. "LOBİ" dokümanında belirtilen bu hedefin gerçekleştirilebilmesi için "MAFİA" isimli doküman çalışmasının yapıldığı, bu dokümanda Mafyanın kısa tarihçesinden bahsedildiği ve Türkiye'de Mafyanın yeniden yapılandırılmasının ne şekilde olması gerektiği anlatılmıştır. "MAFİA" İSİMLİ DOKÜMANIN YAPILAN İNCELEMESİNDE ÖZETLE; "SUNUŞ" başlığı altında; Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın bütün ülkelerindeki organize suç örgütlerindeki sayısal patlamaların birçok bağımsız araştırma komisyonlarının araştırmasına konu olduğu ve bu araştırmalar sonucunda ortaya konan bilimsel ve kriminal raporlarında sonuç olarak; Tüm ülkelerdeki organize suç örgütlerinin "state organized erime" yani devletçe örgütlenmiş suç örgütleri olarak anılması gerektiği belirtilmiştir. Bu tür suç örgütlerinin ortaya çıkış sebepleri olarak sosyal, ekonomik, siyasal, toplumsal vb. sebeplerin ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı, bu sebepler arasında en önemli etkenin ülkelerin sahip oldukları farklı etnik grupların varlığı olarak gösterildiği, mafyanın yani organize suç örgütlerinin finansal kaynağını ise NARKO/EKONOMİ/POLİTİK unsurun oluşturduğu belirtilmiştir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli sorununun MAFİA oluşumlarının kökünün kazınması olmadığı, asıl sorunun emperyalizm karşısında Kurtuluş Savaşıyla başlayan ve halen sürmekte olan "entrika savaşlan" olduğu, bu savaşı sürdürürken Türkiye'deki mevcut tüm oluşumların teker teker ele alınarak yeniden değerlendirilmesi, deneyimli grup ve liderlerinin tasfiye edilirken onlardan azami ölçüde yararlanılması ve narko/ekonomi/politik yapının 21.yüzyıla uygun ve sağlıklı bir biçimde yeniden yapılandırılarak şifrelendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. "MAFİA'NIN ÖZEL TARİHİ" başlığı altında; Dünya üzerindeki ilk MAFİA'nm Sicilya'da ezilen yerel halkın uğramış oldukları sosyo-ekonomik baskı, adaletsizlik ve otorite boşluğu sonucu ortaya çıktığı belirtilmiş, Devamında bu yapının diğer dünya ülkelerine yayılması, gelişimi ve zaman içerisinde devletçe örgütlenmesine ayrıntılı olarak değinildiği, özellikle ABD nin etnik gruplardan oluşan yapısına dikkat çekilerek MAFİA'nm bu ülkedeki gelişiminin anlatıldığı, "EZİLMİŞ VE HORLANMIŞ İNSANLARIN ORTAK GÜCÜ: MAFİA !
Onwin'e giriş yapmak için güncel adresi kullanarak siteye erişmeniz yeterlidir. Yüksek giriş, bir binanın giriş katının normal seviyeden daha yüksekte bulunduğu anlamına gelir. İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü Başkanı Göksel Gömüşdağ’ın; 3106, 1520 ve 3549 kayıt sıra nolu tapelerden de açıkça anlaşılacağı üzere; Federasyon Başkanlığına adaylığı sürecinde, aynı zamanda Kulüpler Birliği Başkanlığı yapan Aziz Yıldırım’ın desteğini alabilmek için; Aziz Yıldırım liderliğinde hareket eden suç örgütü tarafından başkanlığını yaptığı futbol takımında top oynayan İbrahim Akın ve bazı futbolculara yönelik şike girişimlerine göz yumduğu, 11.05.2011 günü oynanacak kupa final maçını bahane ederek bu maça fazla asılmamaları, kendilerini kupa maçına saklamaları, sakatlanmamaları yönünde futbolcuları uyardığı, bu surette anılan şike eylemine göz yummak suretiyle destekte bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu çalışmalarda; 1991-1992 sezonunda Fenerbahçe Spor Kulübünde Futbol Şube sorumlusu olarak görev yapan, 1998 yılından itibaren Fenerbahçe Spor Kulübünün başkanlığını yürüten Aziz Yıldırım’ın; Olgun Peker liderliğindeki suç örgütü ile ilişkili olduğu, kendisiyle birlikte hareket eden Mecnun Otyakmaz, Bülent Uygun, Bülent İbrahim İşcen, Ali Kıratlı, Yusuf Turanlı, Abdullah Başak ve İlhan Yüksel Ekşioğlu isimli şüphelilerin de Peker Grubu ile irtibatlı oldukları, görülmüştür ( Bu konu aşağıda ayrı bir başlık altında ayrıntılı olarak irdelenmiştir). Olgun Peker liderliğindeki suç örgütüne yönelik teknik takiplerde; Olgun Peker’in Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ile yakın ilişki içerisinde olduğunun, bir dönem başkanlığını yaptığı Giresun Spor Kulübü hakkında transfer yasağı bulunması nedeniyle bu yasağın kaldırılması için Mahmut Özgener aracılığıyla bazı girişimlerde bulunduğunun görülmesi üzerine Mahmut Özgener de soruşturmaya dahil edilmiş, gerçek paralı casino oyunları Mahmut Özgener’e yönelik iletişim tespitlerinde, Aziz Yıldırım’la; şüphe çeken bazı görüşmelerinin olduğu, aracılar üzerinden görüşüp buluştukları, Aziz Yıldırım’ın; Fenerbahçe futbol takımının oynayacağı müsabakalarda görev alacak hakemlerin Fenerbahçe aleyhine karar vermemesi için girişimlerde bulunduğu, bazı müsabakalar için hakem ayarlaması yapmaya çalıştığı, Mahmut Özgener’in bu işler karşılığında futbol camiası içerisinde etkin konumda bulunan Aziz Yıldırım’ın desteğini almayı hedeflediği, Aziz Yıldırım’dan gelen her türlü talebe olumlu cevap vermeye çalıştığı görülmüş, ardından Aziz Yıldırım hakkında da örgütsel ilişkilerinin tespiti ve ortaya çıkarılması için 17.02.2011 günü adli çalışmalara başlanmıştır.
Live bet giriş
Örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın; bu bağlantılar sayesinde Sedat Peker isminin futbol camiası içerisindeki korkutucu gücünü şike faaliyeti yürütülen şahıslar üzerinde bir baskı aracı olarak kullandığı anlaşılmıştır. Şüpheli Aziz Yıldırım tarafından oluşturulan suç örgütünün, süper ligde oynanan maçların sonuçlarını -Fenerbahçe futbol takımının lehine olacak şekilde- şike yapmak/teşvik primi vermek suretiyle etkilemek amacıyla kurulduğu ve faaliyet yürüttüğü, şüpheliler arasında mevcut hiyerarşik bağ çerçevesinde iş bölümü yapıldığı, şüphelilerin birbirleriyle ve üçüncü şahıslarla sürekli irtibat halinde ve yoğun şekilde, düzenli olarak şike eylemlerinde bulundukları, yukarıda isimleri zikredilen örgüt üyelerinin, Aziz Yıldırım’ın emir, direktif ve talimatlarıyla hareket ettikleri, Aziz Yıldırım’ın bizzat şüphelilerden çok azıyla görüştüğü, genellikle İlhan Yüksel Ekşioğlu aracılığıyla emir ve talimatlarını ilettiği ve eylemleri koordine ettiği, örgüt üyesi şüphelilerin birbirleriyle ve menajer-aracılarla irtibatlarının ekseriyetle büyük bir gizlilik içerisinde ya belirli aralıklarla ya bir önceki görüşmede sonraki görüşmenin yeri ve zamanı belirlenmek suretiyle sağlandığı, örgüt üyesi şüphelilerden bazılarının şike/teşvik girişimlerini meslek haline getirdikleri, hatta geçimlerini bu yolla temin ettikleri, şüphelilerin birbirleriyle yaptıkları görüşmelerde gizliliğe azami riayet gösterip şifreli kelimeler kullandıkları, bu suç örgütünün yapısı incelendiğinde, diğer suç örgütlerinde olduğu gibi dikey bir yapılanma oluşturduğu ve şüpheliler arasındaki hiyerarşik ilişkinin diğer örgüt yapılanmalarına kıyasla daha sıkı olduğu, şüphelilerin sayısının örgüt kurmaya yeterli olduğu ve suçu yönünden elverişli üye, araç ve gerece sahip olunduğu, toplanan kanıtlar, özellikle teknik takip sonucu elde edilen bilgi ve belgeler, şüpheliler arasında hiyerarşik bir bağ olduğu, suç işleme iradelerinde devamlılık bulunduğu, yasal anlamda disipline edilmiş örgüt ve örgüt bireylerinin ayrımsal fonksiyonel sorumluluk ve aktiviteleri ile somut özel görev ve işlevlerinin olduğunu kabule elverişli olduğu, bu bağlamda şüphelilerin teknik takibe konu kullandıkları telefon hatlarıyla birbirleriyle yoğun şekilde yaptıkları görüşmeler örgüt üyeleri tarafından şike/teşvik primi eylemlerinin birbirleriyle irtibatlı ve koordineli şekilde, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğini ve şüphelilerin yoğun şekilde bu eylemlerde bulunup bu faaliyetleri rahat bir şekilde yürütmek amacıyla örgüt teşkil ettiklerini gösterdiği, TCK’nın 220. maddesine uygun şekilde teşkil edilen örgütün esas itibariyle şike/teşvik eylemlerinde bulunmak amacıyla kurulduğu, bu yolla haksız ekonomik çıkar sağlamayı amaçlayan suç örgütünün cebir/tehdit uygulayan silahlı bir örgüt olmadığı, ancak suç örgütü içerisinde yer alan bazı şüphelilerin suç geçmişleri, Peker Grubuyla uzun geçmişe dayanan ve süregelen irtibatları, örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın; bu bağlantılar sayesinde Sedat Peker isminin futbol camiası içerisindeki korkutucu gücünü şike faaliyeti yürütülen şahıslar üzerinde bir baskı aracı olarak kullanması, Bülent İbrahim İşçen, Abdullah Başak gibi isimlerin Peker Grubuyla ilişkisinin diğer şahıslarca ve futbol kamuoyunca bilinmesi nedeniyle Aziz Yıldırım’ın bu şahısları bilerek klüp içerisinde çevresinde tutup kendisine muhalif isimler üzerinde bir baskı oluşturma amacı ile yönlendirmesi (08.05.2011 günü yapılan Fenerbahçe Mali Genel Kurulunda yaşananlar buna örnek teşkil eder ve bu nedenle anılan eylem aşağıda ayrı bir başlık altında ayrıntılı olarak irdelenmiştir) ve örgütün buna uygun üye yapısı dikkate alındığında her an cebir/tehdit/baskı içeren eylemlerde bulunabilecek bir örgüt yapısına dönüşebileceği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Linked News:
- en güvenilir bahis sitesi
- en çok kazandıran casino sitesi
- freespin veren siteler
- casino royal güncel giriş
hitbet resimleri https://modeliuagentura.lt/i103wxu hızlı casino güncel seven slots